Bölüm 12: Özgün Kimlik
Çevirmen: MJ_ Editör: Millman97
İki ajan tepki veremeden bir el silah sesi duyuldu! Ancak silah sesi ikisini de hedef almamıştı! Bunun yerine cesedi, daha doğrusu cesedin üzerine yerleştirilmiş üç el bombasını hedef almıştı!
Yakın mesafede bulundukları için iki ajan anında patlama tarafından yutuldu ve şarapnel bombardımanına tutuldu.
_____________________
Düşmana 60 Hasar verdin! x8
Bir Gece Baykuşu Ajanı öldürdünüz! 1500 EXP kazanıldı! x2
¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
Han Xiao uzun otların arasından güçsüzce doğruldu. Ağır yaralıydı, kanaması vardı ve dayanma gücü neredeyse tükenmek üzereydi. Yorgunluk çökmeye başlamıştı ve sadece gözlerini açık tutabilmek için tüm iradesini ve odaklanmasını toplaması gerekiyordu.
Bir önceki patlamada ajanın cesedini etten bir kalkan olarak kullanarak 50 HP ile hayatta kalmayı başarmış, ardından cesede kendi kıyafetlerini giydirmiş ve el bombalarını yerleştirmişti. Sadece Gümüş Bıçak onun tuzağından kaçabilecek kadar uyanıktı.
Han Xiao'nun uzuvları kontrolsüzce titriyordu ve kanın görüşünü bulanıklaştırması nedeniyle doğru düzgün göremiyordu bile.
Birdenbire siyah bir figür ona doğru atıldı.
"Bunu sen istedin!" diye uluyan öfkeli Gümüş Bıçak bıçağını ileri doğru savurdu.
...
Bir Black Harrier helikopterinin projektörü ormanı aydınlatıyordu. Hila uçaktan aşağı atladı ve şiddetli bir savaşın ardından ortaya çıkmış gibi görünen bir manzarayla karşılaştı.
Denek ekibi çoktan gelmişti ve kan örnekleri topluyorlardı. No. 1 yumruklarını sıkmış sessizce duruyordu.
Altı ajanın cesetlerinin görüntüsü Hila'yı birkaç dakikalığına sersemletti.
İnanılmaz gibi görünse de Zero, Gece Baykuşu Ekibi 3'ü ortadan kaldırmış ve kaçmıştı!
Cesetleri incelemek için çömeldi ve birinin silahla, ikisinin patlamayla, üçünün de yakın dövüşte öldüğünü anlayabildi.
Silver Blade'in tüm alt vücudu parçalara ayrılmıştı ve gözlerinde gece görüş gözlüklerinin cam parçaları vardı. Belli ki kendisinden çok daha güçlü biri tarafından haklanmıştı!
Zero nasıl bir anda bu kadar güçlü hale gelebilmişti? Bunca zamandır gerçek yeteneklerini saklıyor olsa bile, Zero en fazla yarım yıldır eğitim alıyordu! Deneyimli elit ajanlardan oluşan Gece Baykuşu Ekibi'ne karşı koyabilmesi akıl almaz bir şeydi.
"O da benim gibi süper güçlerini uyandırmış olabilir mi?"
Hila, Han Xiao'yu daha yakından izlemediği için pişmanlık duyuyordu. Belki de tüm bunları engelleyebilirdi diye düşündü.
Ayrıca, Zero kaçmak için onun uzakta olduğu günü seçmişti. Şans mıydı, yoksa her şeyi o mu planlamıştı?
Ajanlardan biri meka kolu Hila'ya gösterirken, "Ekipmanları kayıp ama bunu bulmayı başardık," diye rapor verdi.
Meka kolu kana bulanmıştı ve motorundan bir bıçak çıkmıştı.
"Onu geri getir."
...
Bir gün sonra, çok sayıda Germinal personeli kalan güvenlik kamerası görüntülerini kurtarmak ve ipucu toplamak için Valkyrie üssüne geldi. Patronun kendisi de geldi.
Germinal Örgütü'nün patronu siyah bir palto, siyah bir maske, siyah eldivenler giyiyordu... yani aslında baştan aşağı siyahlara bürünmüştü ve 'Dedektif Conan'dan fırlamış gibi görünüyordu. Tüm organizasyonda sadece beş kişi onun yüzünü görmüştü.
"Zero nerede?" diye açıkça sordu.
"Onu takip etmeyi başaramadık," diye cevap verdi 1 numara sıkılmış dişlerinin arasından. "Eğer daha fazla zamanım olursa..."
Patron aniden elini kaldırarak kovdu. 1 numara hemen gevezeliği kesti.
Patron son derece kötü bir ruh hali içindeydi. Daha birkaç gün önce Zero'yu bir çöp parçası olarak görüp kovmuştu ve bu 'çöp parçası' pek çok adamını öldürürken kaçmayı başarmıştı.
"Otuz silahlı muhafız öldürüldü, tüm araştırmalar yok edildi ve bir elit ekip silindi. Üstüne üstlük Lin Wei Xian'ı öldürüp kaçtı mı? Benimle dalga mı geçiyorsunuz‽" diye bağırdı adamlarına.
"Ne zaman dönüştüğünü ve nasıl bu kadar güçlendiğini bilmek istiyorum."
Bir araştırmacı aceleyle cevap verdi: "Kayıtlarını inceledikten sonra bir teori bulduk."
"Devam edin."
"Zero'nun deneyden önceki ve sonraki davranış ve hareketleri çarpıcı biçimde farklı. Yakalandıktan sonraki ilk raporlara göre Zero'nun asıl kimliği, Alumera ailesinin ikinci adamının üçüncü oğlu Xiao Han'dı."
Bu, patronun kendisi için bile şok edici bir haberdi. Alumera ailesi, Theus ülkesinin müttefiki olan güçlü bir savaşçı klanıydı.
Deney için yakalanan denekler genellikle suçlular ya da başıboş kişilerdi. Böyle bir geçmişe sahip biri nasıl olur da onların eline düşerdi?
"Alumera'nın ikinci adamının oğlu mu? Nasıl?"
"Araştırmalarımıza göre Xiao Han kardeşleri arasında en yeteneksiz olanıydı. Hiçbir enerjiyi uyandıramamakla kalmıyor, liderlik konusunda da son derece yeteneksiz ve zayıf fikirliydi," diye yanıtladı araştırmacı raporunu gözden geçirirken. "Ajanlarımız ona bir savaşın enkazında rastladı. Bir düşman tarafından pusuya düşürüldüklerinde ağabeyi Xiao Hai'yi bir nakliye görevinde takip ediyordu."
"Devam edin."
"O sırada Xiao Hai ekibin komutanıydı ve saldırganların asıl amacı taşıdıkları mallar değil, kendisiydi. Kardeşleri arasında en çok gelecek vaat eden oydu ve babasının yerine geçmesi aşağı yukarı garantiydi. İstihbaratımıza göre, pusu içeriden yapılan bir işti. Aile içinden biri ondan kurtulmak istemiş."
"Pusu sırasında Xiao Hai, Xiao Han'ı kendisiyle kıyafet değiştirmeye zorladı ve onu yem olarak kullandı. Sonunda Xiao Han bir topla vurulurken, Xiao Hai güvenli bir yere kaçmayı başardı."
"Ağımız ne zamandan beri bu kadar iyi bilgi sahibi oldu?" diye kaşlarını çattı patron.
"Ee... Xiao Hai, Xiao Han'ı yem olarak kullandığı gerçeği de dahil olmak üzere gerçeği gizleme zahmetine girmedi."
"Xiao Han'ın ölüm koşulları Xiao Hai'nin aile içindeki konumuna zarar vermedi. O sırada, ikinci sorumlu Xiao Hai'nin iyi iş çıkardığını bile söyledi. Bildiğiniz gibi, Alumera ailesi güce her şeyden çok değer verir. Xiao Han gibi bir yükün onlar için hiçbir anlamı yoktu. Kardeşleri bile onun ölümünün yasını tutmadı."
Han Xiao'nun geçmişteki varlığı, herkesin fark etmeden çiğnediği bir yol kenarı çiçeği gibiydi.
Patron soğuk bir şekilde güldü.
"Zayıflar gerçekten de sempatiyi hak etmiyor. Bu kadar geçmiş yeter. Bana 6 ay boyunca neler olduğunu anlatın."
"Valkyrie deneyinin vücudunda bir değişimi tetiklediğini düşünüyoruz; hayal edebileceğimizden çok daha büyük bir değişim. Sadece makinelere olan yeteneğini ortaya çıkarmakla kalmadı, zekâsını da geliştirdi. En başından beri kaçışını planladığını düşünüyoruz!"
"Beyin yıkamanın onun üzerinde işe yaramadığını mı söylüyorsunuz?" diye araya girdi Hila.
"Evet, korkarım öyle."
Hila kaşlarını çattı.
Araştırmacı devam etti: "Hafızası olmayan bir deneğin kendi iradesini geliştirmesi nasıl mümkün olabilir? Bunun tek açıklaması Valkyrie'nin ona anılarını yeniden kazanması için yardım etmiş olması gibi görünüyor. Ancak, başlangıçta asla yetenekli bir insan olmadığı için, Valykrie onun içinde bir tür gizli gücü de uyandırmış olmalı."
"Emin misin?" diye sordu lider soğuk bir şekilde.
"Kesinlikle değil..." diye itiraf etti araştırmacı. Sonuçta bu sadece bir varsayımdı. Kim emin olabilirdi ki?
1 numara yardım edemedi ama araya girdi. "O sadece şans mıydı-"
Patron onu bir bakışıyla anında susturdu.
"Doğru ya. Muhafızlar onun kullandığı bu meka kolu da geri getirdiler," diye ekledi araştırmacı. "Kolun işçiliği çok rafine olmasa da, oldukça devrimci bir konsept olduğunu söylemeliyim. Görünüşe göre bu meka kol onun kaçışında büyük bir rol oynamış. Silah geliştirme departmanı geliştirme için bu modeli çoğaltmak istiyor."
Nihayet, diye düşündü patron, duymak için iyi bir şey.
"Fonlar sorun değil. Ben sadece sonuç istiyorum."
Araştırmacı başını sallayarak devam etti. "Ne olursa olsun, Zero'nun kurnazlığı ve yetenekleri onu tehlikeli biri yapıyor. Yüksek araştırma değerine sahip. Ölü ya da diri, onun bedenini ele geçirmek Valkyrie'yi mükemmelleştirmemize şüphesiz yardımcı olacaktır."
Araştırmacıların hepsi Han Xiao'dan korkuyordu çünkü onları istediği zaman öldürebilirdi, ne de olsa onlar bilim adamıydı.
1 numara kaşlarını çattı.
Yaratıldığı andan itibaren bir selefi olduğunu biliyordu. Sadece bu gerçek bile Han Xiao'yu bir düşman olarak tanımlamasına neden olmuştu. Ancak, tam da Han Xiao'yu aştığını düşündüğü anda, gerçekler bir kamyon gibi çarptı yüzüne.
"İlacın etkilerinin ardındaki kesin faktörü belirlemeden önce, tüm deneyleri durdurun. Tüm denekleri bir kez daha beyin yıkamak için toplayın. Başka bir Sıfır'ın ortaya çıkmasını istemiyorum," diye emretti patron.
1 Numara'nın gözleri inançsızlıkla açıldı. Örgüte olan sadakatinden şüphe edildiğini hissetti.
"Sıfır'ın peşine düşecek bir ekibe liderlik etmek istiyorum!" diye patladı.
Patron düşünürken 1 Numara'ya baktı. Gerçekten de denek ekibinden yüksek beklentileri vardı.
"Bunu yapabilir misin?"
"Kesinlikle başaracağım!" diye ilan etti 1 Numara.
"Tamam. Sıfır'ı ölü ya da diri geri getir!"
Çevirmen: MJ_ Editör: Millman97
İki ajan tepki veremeden bir el silah sesi duyuldu! Ancak silah sesi ikisini de hedef almamıştı! Bunun yerine cesedi, daha doğrusu cesedin üzerine yerleştirilmiş üç el bombasını hedef almıştı!
Yakın mesafede bulundukları için iki ajan anında patlama tarafından yutuldu ve şarapnel bombardımanına tutuldu.
_____________________
Düşmana 60 Hasar verdin! x8
Bir Gece Baykuşu Ajanı öldürdünüz! 1500 EXP kazanıldı! x2
¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
Han Xiao uzun otların arasından güçsüzce doğruldu. Ağır yaralıydı, kanaması vardı ve dayanma gücü neredeyse tükenmek üzereydi. Yorgunluk çökmeye başlamıştı ve sadece gözlerini açık tutabilmek için tüm iradesini ve odaklanmasını toplaması gerekiyordu.
Bir önceki patlamada ajanın cesedini etten bir kalkan olarak kullanarak 50 HP ile hayatta kalmayı başarmış, ardından cesede kendi kıyafetlerini giydirmiş ve el bombalarını yerleştirmişti. Sadece Gümüş Bıçak onun tuzağından kaçabilecek kadar uyanıktı.
Han Xiao'nun uzuvları kontrolsüzce titriyordu ve kanın görüşünü bulanıklaştırması nedeniyle doğru düzgün göremiyordu bile.
Birdenbire siyah bir figür ona doğru atıldı.
"Bunu sen istedin!" diye uluyan öfkeli Gümüş Bıçak bıçağını ileri doğru savurdu.
...
Bir Black Harrier helikopterinin projektörü ormanı aydınlatıyordu. Hila uçaktan aşağı atladı ve şiddetli bir savaşın ardından ortaya çıkmış gibi görünen bir manzarayla karşılaştı.
Denek ekibi çoktan gelmişti ve kan örnekleri topluyorlardı. No. 1 yumruklarını sıkmış sessizce duruyordu.
Altı ajanın cesetlerinin görüntüsü Hila'yı birkaç dakikalığına sersemletti.
İnanılmaz gibi görünse de Zero, Gece Baykuşu Ekibi 3'ü ortadan kaldırmış ve kaçmıştı!
Cesetleri incelemek için çömeldi ve birinin silahla, ikisinin patlamayla, üçünün de yakın dövüşte öldüğünü anlayabildi.
Silver Blade'in tüm alt vücudu parçalara ayrılmıştı ve gözlerinde gece görüş gözlüklerinin cam parçaları vardı. Belli ki kendisinden çok daha güçlü biri tarafından haklanmıştı!
Zero nasıl bir anda bu kadar güçlü hale gelebilmişti? Bunca zamandır gerçek yeteneklerini saklıyor olsa bile, Zero en fazla yarım yıldır eğitim alıyordu! Deneyimli elit ajanlardan oluşan Gece Baykuşu Ekibi'ne karşı koyabilmesi akıl almaz bir şeydi.
"O da benim gibi süper güçlerini uyandırmış olabilir mi?"
Hila, Han Xiao'yu daha yakından izlemediği için pişmanlık duyuyordu. Belki de tüm bunları engelleyebilirdi diye düşündü.
Ayrıca, Zero kaçmak için onun uzakta olduğu günü seçmişti. Şans mıydı, yoksa her şeyi o mu planlamıştı?
Ajanlardan biri meka kolu Hila'ya gösterirken, "Ekipmanları kayıp ama bunu bulmayı başardık," diye rapor verdi.
Meka kolu kana bulanmıştı ve motorundan bir bıçak çıkmıştı.
"Onu geri getir."
...
Bir gün sonra, çok sayıda Germinal personeli kalan güvenlik kamerası görüntülerini kurtarmak ve ipucu toplamak için Valkyrie üssüne geldi. Patronun kendisi de geldi.
Germinal Örgütü'nün patronu siyah bir palto, siyah bir maske, siyah eldivenler giyiyordu... yani aslında baştan aşağı siyahlara bürünmüştü ve 'Dedektif Conan'dan fırlamış gibi görünüyordu. Tüm organizasyonda sadece beş kişi onun yüzünü görmüştü.
"Zero nerede?" diye açıkça sordu.
"Onu takip etmeyi başaramadık," diye cevap verdi 1 numara sıkılmış dişlerinin arasından. "Eğer daha fazla zamanım olursa..."
Patron aniden elini kaldırarak kovdu. 1 numara hemen gevezeliği kesti.
Patron son derece kötü bir ruh hali içindeydi. Daha birkaç gün önce Zero'yu bir çöp parçası olarak görüp kovmuştu ve bu 'çöp parçası' pek çok adamını öldürürken kaçmayı başarmıştı.
"Otuz silahlı muhafız öldürüldü, tüm araştırmalar yok edildi ve bir elit ekip silindi. Üstüne üstlük Lin Wei Xian'ı öldürüp kaçtı mı? Benimle dalga mı geçiyorsunuz‽" diye bağırdı adamlarına.
"Ne zaman dönüştüğünü ve nasıl bu kadar güçlendiğini bilmek istiyorum."
Bir araştırmacı aceleyle cevap verdi: "Kayıtlarını inceledikten sonra bir teori bulduk."
"Devam edin."
"Zero'nun deneyden önceki ve sonraki davranış ve hareketleri çarpıcı biçimde farklı. Yakalandıktan sonraki ilk raporlara göre Zero'nun asıl kimliği, Alumera ailesinin ikinci adamının üçüncü oğlu Xiao Han'dı."
Bu, patronun kendisi için bile şok edici bir haberdi. Alumera ailesi, Theus ülkesinin müttefiki olan güçlü bir savaşçı klanıydı.
Deney için yakalanan denekler genellikle suçlular ya da başıboş kişilerdi. Böyle bir geçmişe sahip biri nasıl olur da onların eline düşerdi?
"Alumera'nın ikinci adamının oğlu mu? Nasıl?"
"Araştırmalarımıza göre Xiao Han kardeşleri arasında en yeteneksiz olanıydı. Hiçbir enerjiyi uyandıramamakla kalmıyor, liderlik konusunda da son derece yeteneksiz ve zayıf fikirliydi," diye yanıtladı araştırmacı raporunu gözden geçirirken. "Ajanlarımız ona bir savaşın enkazında rastladı. Bir düşman tarafından pusuya düşürüldüklerinde ağabeyi Xiao Hai'yi bir nakliye görevinde takip ediyordu."
"Devam edin."
"O sırada Xiao Hai ekibin komutanıydı ve saldırganların asıl amacı taşıdıkları mallar değil, kendisiydi. Kardeşleri arasında en çok gelecek vaat eden oydu ve babasının yerine geçmesi aşağı yukarı garantiydi. İstihbaratımıza göre, pusu içeriden yapılan bir işti. Aile içinden biri ondan kurtulmak istemiş."
"Pusu sırasında Xiao Hai, Xiao Han'ı kendisiyle kıyafet değiştirmeye zorladı ve onu yem olarak kullandı. Sonunda Xiao Han bir topla vurulurken, Xiao Hai güvenli bir yere kaçmayı başardı."
"Ağımız ne zamandan beri bu kadar iyi bilgi sahibi oldu?" diye kaşlarını çattı patron.
"Ee... Xiao Hai, Xiao Han'ı yem olarak kullandığı gerçeği de dahil olmak üzere gerçeği gizleme zahmetine girmedi."
"Xiao Han'ın ölüm koşulları Xiao Hai'nin aile içindeki konumuna zarar vermedi. O sırada, ikinci sorumlu Xiao Hai'nin iyi iş çıkardığını bile söyledi. Bildiğiniz gibi, Alumera ailesi güce her şeyden çok değer verir. Xiao Han gibi bir yükün onlar için hiçbir anlamı yoktu. Kardeşleri bile onun ölümünün yasını tutmadı."
Han Xiao'nun geçmişteki varlığı, herkesin fark etmeden çiğnediği bir yol kenarı çiçeği gibiydi.
Patron soğuk bir şekilde güldü.
"Zayıflar gerçekten de sempatiyi hak etmiyor. Bu kadar geçmiş yeter. Bana 6 ay boyunca neler olduğunu anlatın."
"Valkyrie deneyinin vücudunda bir değişimi tetiklediğini düşünüyoruz; hayal edebileceğimizden çok daha büyük bir değişim. Sadece makinelere olan yeteneğini ortaya çıkarmakla kalmadı, zekâsını da geliştirdi. En başından beri kaçışını planladığını düşünüyoruz!"
"Beyin yıkamanın onun üzerinde işe yaramadığını mı söylüyorsunuz?" diye araya girdi Hila.
"Evet, korkarım öyle."
Hila kaşlarını çattı.
Araştırmacı devam etti: "Hafızası olmayan bir deneğin kendi iradesini geliştirmesi nasıl mümkün olabilir? Bunun tek açıklaması Valkyrie'nin ona anılarını yeniden kazanması için yardım etmiş olması gibi görünüyor. Ancak, başlangıçta asla yetenekli bir insan olmadığı için, Valykrie onun içinde bir tür gizli gücü de uyandırmış olmalı."
"Emin misin?" diye sordu lider soğuk bir şekilde.
"Kesinlikle değil..." diye itiraf etti araştırmacı. Sonuçta bu sadece bir varsayımdı. Kim emin olabilirdi ki?
1 numara yardım edemedi ama araya girdi. "O sadece şans mıydı-"
Patron onu bir bakışıyla anında susturdu.
"Doğru ya. Muhafızlar onun kullandığı bu meka kolu da geri getirdiler," diye ekledi araştırmacı. "Kolun işçiliği çok rafine olmasa da, oldukça devrimci bir konsept olduğunu söylemeliyim. Görünüşe göre bu meka kol onun kaçışında büyük bir rol oynamış. Silah geliştirme departmanı geliştirme için bu modeli çoğaltmak istiyor."
Nihayet, diye düşündü patron, duymak için iyi bir şey.
"Fonlar sorun değil. Ben sadece sonuç istiyorum."
Araştırmacı başını sallayarak devam etti. "Ne olursa olsun, Zero'nun kurnazlığı ve yetenekleri onu tehlikeli biri yapıyor. Yüksek araştırma değerine sahip. Ölü ya da diri, onun bedenini ele geçirmek Valkyrie'yi mükemmelleştirmemize şüphesiz yardımcı olacaktır."
Araştırmacıların hepsi Han Xiao'dan korkuyordu çünkü onları istediği zaman öldürebilirdi, ne de olsa onlar bilim adamıydı.
1 numara kaşlarını çattı.
Yaratıldığı andan itibaren bir selefi olduğunu biliyordu. Sadece bu gerçek bile Han Xiao'yu bir düşman olarak tanımlamasına neden olmuştu. Ancak, tam da Han Xiao'yu aştığını düşündüğü anda, gerçekler bir kamyon gibi çarptı yüzüne.
"İlacın etkilerinin ardındaki kesin faktörü belirlemeden önce, tüm deneyleri durdurun. Tüm denekleri bir kez daha beyin yıkamak için toplayın. Başka bir Sıfır'ın ortaya çıkmasını istemiyorum," diye emretti patron.
1 Numara'nın gözleri inançsızlıkla açıldı. Örgüte olan sadakatinden şüphe edildiğini hissetti.
"Sıfır'ın peşine düşecek bir ekibe liderlik etmek istiyorum!" diye patladı.
Patron düşünürken 1 Numara'ya baktı. Gerçekten de denek ekibinden yüksek beklentileri vardı.
"Bunu yapabilir misin?"
"Kesinlikle başaracağım!" diye ilan etti 1 Numara.
"Tamam. Sıfır'ı ölü ya da diri geri getir!"
