Bölüm 60
Bölüm 60 - Bölüm 9: İstisna #2
Zephyr Ragnaros:
Knight Saga'daki İblis Dünyası'nın kahramanı;
İblis kral Mitra ve 1. Kraliçe Aishar Ragnaros'un oğlu.
Tüm kraliyet çocuklarının en güçlüsüydü ve bir iblis kralının doğuştan gelen gücüne sahipti. Soğuk ve acımasızdı. Dördüncü Kraliçe Elaine Moonlight'ın Caitlin'in doğumuyla ilgili sırrını ortaya çıkaran ve Knight Saga'daki en kötü iç savaş olarak adlandırılan likantropların boyun eğdirilmesine neden olan oydu.
Likantropların boyun eğdirilmesi sonucunda Chris, Caitlin, 4. Kraliçe ve Caitlin'in babası Gallehed öldürüldü ve likantroplar İblis Dünyasından silindi.
Bir de İblis Kral'ın diğer çocukları vardı.
İblis kralın çocukları likantropların boyun eğdirilmesinde çok fazla güç harcarken, Zephyr geri çekilmiş ve bunu kışkırtmasına rağmen çok fazla acı çekmemişti.
Zephyr Felicia'yı çağırmış ve bir Kara Elf'in Gözyaşlarını almıştı. Ardından Felicia'nın kara elflerin en güçlü koruyucusu olan ağabeyini öldürdü.
Üçüncü Prens Victor ve dördüncü Prenses Anastasia'nın kaderleri de pek farklı olmamıştı.
Ağabeyi 1. Prens Baykal Ragnaros'a bile nezaket göstermemiş ve üvey kardeşlerini hiçbir duygu belirtisi göstermeden öldürmüştü.
Cariyelerin tüm çocukları, hatta Zephyr'i takip edenler bile öldürülmüştü. İblis Kral'ın kanını taşıyan hiç kimse hayatta kalamamıştı. İblis Kral'ın Sarayında saklanan Shutra bile kurtulamamıştı.
Katliam Günü'nde verilen hasar İblis Kral Mitra'nın tükenmesine yol açmıştı.
Mitra'nın kanını taşıyan herkesi öldürdükten sonra, dünyanın tek iblis kral halefi haline gelmişti.
Öldürdüklerinin kanıyla tahta çıkmış ve kendisine karşı çıkan herkesi acımasızca öldürerek yeni iblis kralı olmuştu. Bu iş biter bitmez de doğal olarak bir istila başlatmıştı.
Zephyr Ragnaros.
Bu, en güçlü ve en kötü iblis kralın hikayesiydi.
In-gong bu yüzden daha güçlü olmaya karar vermişti. In-gong'un erdemlerini kullanarak nüfuzunu arttırmasının nedeni buydu.
In-gong, Caitlin, Chris ve Felicia'nın hayatta kalabilmesi için Katliam Günü'nü durdurmak zorundaydı.
"Zephyr.
Onunla buluşma ve saray toplantısında yanında durma düşüncesi...
Boğuluyormuş gibi hissediyordu. Zephyr'le henüz tanışmamış olmasına rağmen içi gerginlikle doluydu.
"Shutra?"
Bir ses duydu ama cevap vermedi.
"Shutra, iyi misin?"
Felicia'nın yüzü önünde belirdi. Ardından Yeşil Rüzgâr'ın sesi kulaklarında uğuldadı,
'Usta, iyi misin? Çok terliyorsunuz.'
"Ah, evet. Sadece aniden başım döndü."
In-gong hem Felicia'ya hem de Yeşil Rüzgâr'a cevap verdi. Felicia parlak bir gülümsemeyle konuşmadan önce endişeyle In-gong'a baktı,
"Yarın mahkeme toplantısı var. Geçen seferki gibi ani değil mi?"
Aynen öyle oldu. Geçen sefer dinlenmeye bile vakti olmamıştı.
"Mahkeme toplantısı biter bitmez gitmemi söylemeyeceklerdir herhalde?
In-gong bu düşünceye acı acı güldü. Felicia, In-gong'un gülüşünün anlamını farklı yorumladı ve omzunu sıvazladı.
"Geri dön ve bugünlük dinlen. Ben akşam geleceğim. Bu sefer de iyi hazırlanman gerekmez mi?"
Felicia sözlerinin ardından göz kırptı. In-gong başını salladı.
"Evet, Noona da iyi uyumalı."
"Evet."
Felicia In-gong'un omuzlarına vurdu ve arkasını döndü. Sonra Anne Rose gülümsedi ve şöyle dedi,
"Unni arkadaş canlısı."
Anne Rose, Beiring ve Karapapa da benzer ifadeler kullanıyordu. Üç kişi sıcak bakışlarını Felicia'ya çevirdi. Her zaman olduğu gibi kulakları kızardı.
'Sanırım bu ailenin doğasını biliyorum.
İblis Kral'ın Sarayı'nda dostluk amaçlı, siyasi olmayan bir sosyal toplantı olduğu açıktı.
In-gong Felicia, ailesi ve Daphne'nin gidişini izledikten sonra bir arabaya bindi. Atlar değil, drakolar tarafından çekilen bir kara elf arabasıydı.
Carack kara elf sürücüye gidecekleri yeri bildirdi ve In-gong'un yanına oturdu.
"Prens, iyi misiniz?"
"Uh, sadece biraz bekleyin."
Carack kararsız gözlerle In-gong'a bir aşağı bir yukarı baktı ama bunun sebebi yaraları değildi.
Bunun nedeni Carack'ın In-gong yerine kendisi için endişelenmesiydi.
"Ah, geçen seferki gibi mahkeme toplantısında da kıyafet giymek zorunda mıyım?"
Carack'ın dar bir takım elbise giydiğini hatırladı. In-gong istemsizce gülümsedi. Carack'ı izlerken Zephyr için duyduğu endişe azalmıştı.
"Eğer rahatsız oluyorsan, o zaman mahkeme toplantısını Karma'ya bırak."
Rolü Karma'ya verme arzusu ile görevi arasında çelişkiye düşmüştü, bu yüzden sessizce oturdu.
"Ne diyorsun sen?"
'Usta, ben de gidebilir miyim? Siz nereye giderseniz ben de oraya giderim.
In-gong, Yeşil Rüzgâr'ın sesini duyunca güldü. Knight Saga'dan Nayatra ve Sektum yanında değildi ama eksikliğini hissetmedi.
&
Sonra bir anda.
"Çok gergin."
"Öyle mi? Ben de gerginim."
"Zaman, sadece biraz daha zaman..."
Bunlar ilk mahkeme toplantısındaki sözlerin aynısıydı.
Carack giysilerinin kırışmasından korktuğu için oturamadı bile.
"Ancak, Prens bir kişi daha olduğunu söylememiş miydi?"
Bu kez saray toplantısına katılanlar arasında İblis Kral'ın üç çocuğu da vardı. Bir süredir bekleme odasındaydılar ama sadece In-gong ve Felicia oradaydı.
Delia, tıpkı Seira gibi Carack'ın kaba konuşma tarzına çoktan uyum sağlamıştı ve sakin bir tonda cevap verdi,
"2. Prens'in bekleme odasından geçmeden mahkeme toplantısına gireceğini duydum."
"Zephyr oppa pek çok açıdan özel biri."
Felicia kaşlarını hafifçe çatarak mırıldandı. Her ne kadar ona oppa dese de, Felicia'ya zorlu biri gibi görünüyordu.
Sırt dekolteli kırmızı bir elbise giymiş olan Felicia bekleme odasındaki saate baktı ve In-gong'a döndü. İçeri girmelerine sadece bir dakika kalmıştı.
Felicia iki elini In-gong'un omuzlarına koymadan önce derin bir nefes aldı.
"Zephyr oppa orada olsa bile, senin meziyetlerinle kıyaslandığında hiçbir şey ifade etmeyecek. Hadi herkese ne kadar havalı olduğunu gösterelim."
Neredeyse aynı sözleri ilk mahkeme toplantısında da duymuştu. In-gong güldü.
"Chris abi olmaya mı çalışıyorsun?"
"Chris bugün burada değil."
Felicia şakacı bir şekilde göz kırptı ve kıyafetlerini düzeltti. Ardından bir saray çalışanı bekleme odasının kapısını açtı.
"6. Prenses ve 9. Prens, lütfen içeri girin."
Vakit gelmişti. Felicia gözlerini In-gong'a dikti ve o da başını sallayarak bir adım öne çıktı.
&
Bir kez daha, saray toplantısında çok sayıda insan vardı. Ancak, geçen seferkinden farklı olarak, bakışlarının niteliği farklıydı.
In-gong'a dikkatini veren pek çok insan vardı. Bakışların hepsi hoş değildi ama ona dikkat ettikleri bir gerçekti.
Hepsi tek bir kişiye bakarken ağır bir sessizlik oldu. In-gong öne doğru bir adım attı. Felicia gibi o da gülümsemedi ama etrafına bakmayı göze alabildi.
"Anastasia.
Dördüncü Prenses, İblis Kral'ın Sarayı'ndaki üç gruptan birine liderlik eden bir kadındı.
Ona baktı. Gümüş gibi görünen açık gri saçlarıyla Felicia'dan farklı bir güzelliğe sahipti.
Sessiz ve sakindi ama yine de büyüleyiciydi.
In-gong uzun bir süre Anastasia'ya bakmadı. Hareket etmeyi bıraktı ve diz çöktü.
In-gong ve Felicia'nın ardından arkalarından bir ses duyuldu.
"2. Prens Zephyr Ragnaros, içeri girin."
Kapı açıldı ve ayak sesleri duyuldu. In-gong arkasına bakamadı ama Zephyr'in ileriye doğru attığı her adımda In-gong bunu açıkça hissedebiliyordu. Bakışların yoğunluğu bir kez daha değişmişti.
Sonra ayak sesleri kesildi ve In-gong, Zephyr tek dizinin üzerine çökerken küçük bir ses duydu.
Başını çevirip uzanırsa Zefir'e dokunabilirdi.
"Prenslerin ve prensesin liyakatlerini rapor edeceğim."
Liyakat Departmanından Isabella net bir sesle konuştu.
"2. Prens Zephyr Ragnaros."
Zephyr adı söylendiğinde ayağa kalktı. In-gong hâlâ başını yana çevirmemişti. In-gong'un yanında durmasına rağmen, hala görüş alanının dışındaydı.
Isabella onun meziyetlerini okudu.
Onun meziyetleri de çok etkileyiciydi. Sadece Zephyr'in meziyetleri bile bir saray toplantısını hak ediyordu.
Isabella daha sonra Felicia ve In-gong'un isimlerini sırayla okudu. Bu kez, In-gong'un meziyetleri hakkındaki bilgiler yaygın olduğu için sadece az sayıda insan şaşırdı.
Ancak bu, In-gong'un meziyetlerini hafife aldıkları anlamına gelmiyordu. In-gong'un meziyetleri özel bir köşedeydi. Dahası, Kuzey Sınır Hattı hakkındaki hikâye herkesin dikkatini çekmişti.
Isabella faziletleri okumayı bitirdi ve o anda Isabella ve diğer birçok kişi gergindi. Hepsi garip bir beklenti ve endişeyle birinin sesini bekliyordu.
"Shutra."
Sessiz bir şok bir kez daha vurdu. İblis Kral'ın ağzından bir kez daha 9. Prens'in adı çıktı.
Herkes iblis kralın bir sonraki sözlerine odaklandı ve öncekinden daha büyük bir etki oldu.
"Bir göreviniz var."
İblis kral daha fazla konuşmadı. Isabella'ya bir kez baktı ve Isabella onun ne demek istediğini anladı. Tükürüğünü yuttu ve yumuşak bir sesle şöyle dedi,
"General Kashubal liderliğindeki 27. sefer, Cüce Krallığı'ndaki müstahkem Thunderdoom şehrini güvence altına almakta başarısız oldu. 9. Prens Shutra, yerel birlikleri alın ve sorun çıkaran unsurları ortadan kaldırın. Thunderdoom'u emniyete alın."
Sessiz bir çığlık duyuldu. Hayır, çok küçüktü ama her yere sızdı. İblis kral In-gong'un adını söylediğinde bile devam eden sessizlik bozuldu.
Bunun nedeni görevin içeriğiydi.
General Kashubal bir drakondu ve müstahkem şehir Thunderdoom, yeni keşfedilen Cüce Krallığı'nın kalıntıları arasında hatırı sayılır değere sahip önemli bir tesisti.
Bu, bir drakon generalinin başarısız olduğu bir görevdi. Draconian kanı taşıyan bir prensin üstlenmesi doğal olan bir görevdi. Zephyr'in görevi almak için aceleyle geri döndüğüne dair söylentiler vardı.
Yine de görev 9. Prens'e verilmişti. Dahası, bu doğrudan İblis Kral tarafından yapılan bir atamaydı.
Felicia ağzını kapatırken yüzünde solgun bir ifade vardı ve Anastasia'nın gözleri büyüdü. Seyircilerin çoğu İblis Kral'a bakıyordu.
Ancak iblis kral sessizce In-gong'a baktı. Bakışları geçen seferki kadar zorlayıcı değildi ama yine de ağırdı.
Sonra In-gong üzerinde başka bir bakış daha hissetti...
Zephyr Ragnaros.
Bölüm 60 - Bölüm 9: İstisna #2
Zephyr Ragnaros:
Knight Saga'daki İblis Dünyası'nın kahramanı;
İblis kral Mitra ve 1. Kraliçe Aishar Ragnaros'un oğlu.
Tüm kraliyet çocuklarının en güçlüsüydü ve bir iblis kralının doğuştan gelen gücüne sahipti. Soğuk ve acımasızdı. Dördüncü Kraliçe Elaine Moonlight'ın Caitlin'in doğumuyla ilgili sırrını ortaya çıkaran ve Knight Saga'daki en kötü iç savaş olarak adlandırılan likantropların boyun eğdirilmesine neden olan oydu.
Likantropların boyun eğdirilmesi sonucunda Chris, Caitlin, 4. Kraliçe ve Caitlin'in babası Gallehed öldürüldü ve likantroplar İblis Dünyasından silindi.
Bir de İblis Kral'ın diğer çocukları vardı.
İblis kralın çocukları likantropların boyun eğdirilmesinde çok fazla güç harcarken, Zephyr geri çekilmiş ve bunu kışkırtmasına rağmen çok fazla acı çekmemişti.
Zephyr Felicia'yı çağırmış ve bir Kara Elf'in Gözyaşlarını almıştı. Ardından Felicia'nın kara elflerin en güçlü koruyucusu olan ağabeyini öldürdü.
Üçüncü Prens Victor ve dördüncü Prenses Anastasia'nın kaderleri de pek farklı olmamıştı.
Ağabeyi 1. Prens Baykal Ragnaros'a bile nezaket göstermemiş ve üvey kardeşlerini hiçbir duygu belirtisi göstermeden öldürmüştü.
Cariyelerin tüm çocukları, hatta Zephyr'i takip edenler bile öldürülmüştü. İblis Kral'ın kanını taşıyan hiç kimse hayatta kalamamıştı. İblis Kral'ın Sarayında saklanan Shutra bile kurtulamamıştı.
Katliam Günü'nde verilen hasar İblis Kral Mitra'nın tükenmesine yol açmıştı.
Mitra'nın kanını taşıyan herkesi öldürdükten sonra, dünyanın tek iblis kral halefi haline gelmişti.
Öldürdüklerinin kanıyla tahta çıkmış ve kendisine karşı çıkan herkesi acımasızca öldürerek yeni iblis kralı olmuştu. Bu iş biter bitmez de doğal olarak bir istila başlatmıştı.
Zephyr Ragnaros.
Bu, en güçlü ve en kötü iblis kralın hikayesiydi.
In-gong bu yüzden daha güçlü olmaya karar vermişti. In-gong'un erdemlerini kullanarak nüfuzunu arttırmasının nedeni buydu.
In-gong, Caitlin, Chris ve Felicia'nın hayatta kalabilmesi için Katliam Günü'nü durdurmak zorundaydı.
"Zephyr.
Onunla buluşma ve saray toplantısında yanında durma düşüncesi...
Boğuluyormuş gibi hissediyordu. Zephyr'le henüz tanışmamış olmasına rağmen içi gerginlikle doluydu.
"Shutra?"
Bir ses duydu ama cevap vermedi.
"Shutra, iyi misin?"
Felicia'nın yüzü önünde belirdi. Ardından Yeşil Rüzgâr'ın sesi kulaklarında uğuldadı,
'Usta, iyi misin? Çok terliyorsunuz.'
"Ah, evet. Sadece aniden başım döndü."
In-gong hem Felicia'ya hem de Yeşil Rüzgâr'a cevap verdi. Felicia parlak bir gülümsemeyle konuşmadan önce endişeyle In-gong'a baktı,
"Yarın mahkeme toplantısı var. Geçen seferki gibi ani değil mi?"
Aynen öyle oldu. Geçen sefer dinlenmeye bile vakti olmamıştı.
"Mahkeme toplantısı biter bitmez gitmemi söylemeyeceklerdir herhalde?
In-gong bu düşünceye acı acı güldü. Felicia, In-gong'un gülüşünün anlamını farklı yorumladı ve omzunu sıvazladı.
"Geri dön ve bugünlük dinlen. Ben akşam geleceğim. Bu sefer de iyi hazırlanman gerekmez mi?"
Felicia sözlerinin ardından göz kırptı. In-gong başını salladı.
"Evet, Noona da iyi uyumalı."
"Evet."
Felicia In-gong'un omuzlarına vurdu ve arkasını döndü. Sonra Anne Rose gülümsedi ve şöyle dedi,
"Unni arkadaş canlısı."
Anne Rose, Beiring ve Karapapa da benzer ifadeler kullanıyordu. Üç kişi sıcak bakışlarını Felicia'ya çevirdi. Her zaman olduğu gibi kulakları kızardı.
'Sanırım bu ailenin doğasını biliyorum.
İblis Kral'ın Sarayı'nda dostluk amaçlı, siyasi olmayan bir sosyal toplantı olduğu açıktı.
In-gong Felicia, ailesi ve Daphne'nin gidişini izledikten sonra bir arabaya bindi. Atlar değil, drakolar tarafından çekilen bir kara elf arabasıydı.
Carack kara elf sürücüye gidecekleri yeri bildirdi ve In-gong'un yanına oturdu.
"Prens, iyi misiniz?"
"Uh, sadece biraz bekleyin."
Carack kararsız gözlerle In-gong'a bir aşağı bir yukarı baktı ama bunun sebebi yaraları değildi.
Bunun nedeni Carack'ın In-gong yerine kendisi için endişelenmesiydi.
"Ah, geçen seferki gibi mahkeme toplantısında da kıyafet giymek zorunda mıyım?"
Carack'ın dar bir takım elbise giydiğini hatırladı. In-gong istemsizce gülümsedi. Carack'ı izlerken Zephyr için duyduğu endişe azalmıştı.
"Eğer rahatsız oluyorsan, o zaman mahkeme toplantısını Karma'ya bırak."
Rolü Karma'ya verme arzusu ile görevi arasında çelişkiye düşmüştü, bu yüzden sessizce oturdu.
"Ne diyorsun sen?"
'Usta, ben de gidebilir miyim? Siz nereye giderseniz ben de oraya giderim.
In-gong, Yeşil Rüzgâr'ın sesini duyunca güldü. Knight Saga'dan Nayatra ve Sektum yanında değildi ama eksikliğini hissetmedi.
&
Sonra bir anda.
"Çok gergin."
"Öyle mi? Ben de gerginim."
"Zaman, sadece biraz daha zaman..."
Bunlar ilk mahkeme toplantısındaki sözlerin aynısıydı.
Carack giysilerinin kırışmasından korktuğu için oturamadı bile.
"Ancak, Prens bir kişi daha olduğunu söylememiş miydi?"
Bu kez saray toplantısına katılanlar arasında İblis Kral'ın üç çocuğu da vardı. Bir süredir bekleme odasındaydılar ama sadece In-gong ve Felicia oradaydı.
Delia, tıpkı Seira gibi Carack'ın kaba konuşma tarzına çoktan uyum sağlamıştı ve sakin bir tonda cevap verdi,
"2. Prens'in bekleme odasından geçmeden mahkeme toplantısına gireceğini duydum."
"Zephyr oppa pek çok açıdan özel biri."
Felicia kaşlarını hafifçe çatarak mırıldandı. Her ne kadar ona oppa dese de, Felicia'ya zorlu biri gibi görünüyordu.
Sırt dekolteli kırmızı bir elbise giymiş olan Felicia bekleme odasındaki saate baktı ve In-gong'a döndü. İçeri girmelerine sadece bir dakika kalmıştı.
Felicia iki elini In-gong'un omuzlarına koymadan önce derin bir nefes aldı.
"Zephyr oppa orada olsa bile, senin meziyetlerinle kıyaslandığında hiçbir şey ifade etmeyecek. Hadi herkese ne kadar havalı olduğunu gösterelim."
Neredeyse aynı sözleri ilk mahkeme toplantısında da duymuştu. In-gong güldü.
"Chris abi olmaya mı çalışıyorsun?"
"Chris bugün burada değil."
Felicia şakacı bir şekilde göz kırptı ve kıyafetlerini düzeltti. Ardından bir saray çalışanı bekleme odasının kapısını açtı.
"6. Prenses ve 9. Prens, lütfen içeri girin."
Vakit gelmişti. Felicia gözlerini In-gong'a dikti ve o da başını sallayarak bir adım öne çıktı.
&
Bir kez daha, saray toplantısında çok sayıda insan vardı. Ancak, geçen seferkinden farklı olarak, bakışlarının niteliği farklıydı.
In-gong'a dikkatini veren pek çok insan vardı. Bakışların hepsi hoş değildi ama ona dikkat ettikleri bir gerçekti.
Hepsi tek bir kişiye bakarken ağır bir sessizlik oldu. In-gong öne doğru bir adım attı. Felicia gibi o da gülümsemedi ama etrafına bakmayı göze alabildi.
"Anastasia.
Dördüncü Prenses, İblis Kral'ın Sarayı'ndaki üç gruptan birine liderlik eden bir kadındı.
Ona baktı. Gümüş gibi görünen açık gri saçlarıyla Felicia'dan farklı bir güzelliğe sahipti.
Sessiz ve sakindi ama yine de büyüleyiciydi.
In-gong uzun bir süre Anastasia'ya bakmadı. Hareket etmeyi bıraktı ve diz çöktü.
In-gong ve Felicia'nın ardından arkalarından bir ses duyuldu.
"2. Prens Zephyr Ragnaros, içeri girin."
Kapı açıldı ve ayak sesleri duyuldu. In-gong arkasına bakamadı ama Zephyr'in ileriye doğru attığı her adımda In-gong bunu açıkça hissedebiliyordu. Bakışların yoğunluğu bir kez daha değişmişti.
Sonra ayak sesleri kesildi ve In-gong, Zephyr tek dizinin üzerine çökerken küçük bir ses duydu.
Başını çevirip uzanırsa Zefir'e dokunabilirdi.
"Prenslerin ve prensesin liyakatlerini rapor edeceğim."
Liyakat Departmanından Isabella net bir sesle konuştu.
"2. Prens Zephyr Ragnaros."
Zephyr adı söylendiğinde ayağa kalktı. In-gong hâlâ başını yana çevirmemişti. In-gong'un yanında durmasına rağmen, hala görüş alanının dışındaydı.
Isabella onun meziyetlerini okudu.
Onun meziyetleri de çok etkileyiciydi. Sadece Zephyr'in meziyetleri bile bir saray toplantısını hak ediyordu.
Isabella daha sonra Felicia ve In-gong'un isimlerini sırayla okudu. Bu kez, In-gong'un meziyetleri hakkındaki bilgiler yaygın olduğu için sadece az sayıda insan şaşırdı.
Ancak bu, In-gong'un meziyetlerini hafife aldıkları anlamına gelmiyordu. In-gong'un meziyetleri özel bir köşedeydi. Dahası, Kuzey Sınır Hattı hakkındaki hikâye herkesin dikkatini çekmişti.
Isabella faziletleri okumayı bitirdi ve o anda Isabella ve diğer birçok kişi gergindi. Hepsi garip bir beklenti ve endişeyle birinin sesini bekliyordu.
"Shutra."
Sessiz bir şok bir kez daha vurdu. İblis Kral'ın ağzından bir kez daha 9. Prens'in adı çıktı.
Herkes iblis kralın bir sonraki sözlerine odaklandı ve öncekinden daha büyük bir etki oldu.
"Bir göreviniz var."
İblis kral daha fazla konuşmadı. Isabella'ya bir kez baktı ve Isabella onun ne demek istediğini anladı. Tükürüğünü yuttu ve yumuşak bir sesle şöyle dedi,
"General Kashubal liderliğindeki 27. sefer, Cüce Krallığı'ndaki müstahkem Thunderdoom şehrini güvence altına almakta başarısız oldu. 9. Prens Shutra, yerel birlikleri alın ve sorun çıkaran unsurları ortadan kaldırın. Thunderdoom'u emniyete alın."
Sessiz bir çığlık duyuldu. Hayır, çok küçüktü ama her yere sızdı. İblis kral In-gong'un adını söylediğinde bile devam eden sessizlik bozuldu.
Bunun nedeni görevin içeriğiydi.
General Kashubal bir drakondu ve müstahkem şehir Thunderdoom, yeni keşfedilen Cüce Krallığı'nın kalıntıları arasında hatırı sayılır değere sahip önemli bir tesisti.
Bu, bir drakon generalinin başarısız olduğu bir görevdi. Draconian kanı taşıyan bir prensin üstlenmesi doğal olan bir görevdi. Zephyr'in görevi almak için aceleyle geri döndüğüne dair söylentiler vardı.
Yine de görev 9. Prens'e verilmişti. Dahası, bu doğrudan İblis Kral tarafından yapılan bir atamaydı.
Felicia ağzını kapatırken yüzünde solgun bir ifade vardı ve Anastasia'nın gözleri büyüdü. Seyircilerin çoğu İblis Kral'a bakıyordu.
Ancak iblis kral sessizce In-gong'a baktı. Bakışları geçen seferki kadar zorlayıcı değildi ama yine de ağırdı.
Sonra In-gong üzerinde başka bir bakış daha hissetti...
Zephyr Ragnaros.
