Bölüm 970 - Who is Getting Exactly What He Wants
Bölüm 970: Kim Tam Olarak İstediğini Alıyor
Çevirmen: Atlas Stüdyoları Editör: Atlas Stüdyoları
"Mo Kardeş daha önce, Satranç Azizinin maçları sırasında kendisine bir beytin ilk dizesini sunduğunu söylemişti. Bugün, daha iyi bir konumuz olmadığına göre, neden bu dizeyi ödünç almıyoruz ve Mo Kardeş ile yarışmıyoruz? Eğer Mo Birader o anda uygun bir mısra bulabilirse, bu raund bizim kaybımız olacak! Bu temiz ve çevik olmaz mı?" Zhan Yu Shu şöyle dedi.
"Yu Shu, bu fikrin çok harika." Zhan Qing Feng nazikçe başını salladı. "Bu şekilde yapalım."
Bu iki kardeş birbirlerini yankıladı. Kimse onlara yanıt vermemiş olsa da, kendi küçük eylemlerinde üçüncü konuya karar vermişlerdi!
Miao Xiao Miao, Jun Mo Xie ve orada bulunan tüm izleyiciler çenelerinin düştüğünü hissetti. Bu çok alçakça, değil mi?!
Bu kadar utanmaz olmak için, burası artık bir bölge değil, tam bir etki alanıydı!
Herkes onun bunu başaramayacağını söylüyordu ve bu ilk cümle kişinin kendisinden gelmişti, ama şimdi siz ikiniz bunu onun işini zorlaştırmak için mi kullanıyorsunuz? Bu çok kurnazca, ah!
"Bu nasıl kabul edilebilir!" Miao Xiao Miao'nun yüzü öfkeden kıpkırmızı oldu. "Bu ilk cümle Kardeş Mo'dan geldi. Eğer bunu sizi test etmek için kullanıyorsa, yine de kabul edilebilir. Ama bugün siz bunu onunla rekabet etmek için kullanıyorsunuz... Zhan Yu Shu, hâlâ 'utanmaz' kelimesini nasıl yazacağını biliyor musun?"
"Küçük Kardeş Xiao Miao sözleriniz çok sert. Bu, Satranç Azizinin Kardeş Mo'ya verdiği soru. Biz sadece onun isteklerini yerine getirmeye çalışıyoruz ve Kardeş Mo'nun da kısa sürede bunu başarabileceğini umuyoruz. Bunu bir test olarak kullanmak sadece Kardeş Mo'ya daha büyük bir motivasyon sağlıyor ve Kardeş Mo'nun biz kardeşlerin iyi niyetini anlayabileceğine inanıyorum..." Zhan Qing Feng gülümseyerek şöyle dedi.
"Haha... Bu şekilde, siz iyi bir iş yapmış olmuyor musunuz? Satranç Azizi Hua Wu Cuo ya da Kardeş Mo ikinize de minnettar olmalı mı? Bu çok saçma!" Miao Xiao Miao öfkeyle alay etti.
"Bu gereksiz olurdu. Minnettar olup olmaması umurumuzda değil. Kardeş Mo bir sonraki satırı bulabildiği sürece, Satranç Azizinin dilekleri yerine gelmiş olacak. Bir tur daha kaybedecek olsak bile, bunda yanlış bir şey yok..." Zhan Yu Shu kıkırdayarak utanmazca cevap verdi.
"İkiniz kadar utanmaz olabilen birini görünce gerçekten ufkum genişledi! Gerçekten de, bir insan ne kadar aşağılıksa, o kadar yenilmezdir!" Miao Xiao Miao küçümseyerek şöyle dedi. "Puslu Yanılsama Malikânesi'nin Zhan Ailesi'nin güçlü ünü tüm Puslu Yanılsama Malikânesi'ne yayılacak. Gerçekten kutlanmaya değer."
Zhan Yu Shu tam da bu rekabet yöntemini gündeme getirdiğinde Jun Mo Xie kahkahayı patlattı. F*ck, siz çocuklar çok safsınız! Eşleşen bir dize bulamadığımı söyledim ve siz buna gerçekten inandınız mı?
Beytin bu ilk dizesi ilk bakışta sahte gibi görünmüyor. Ama beş bin yıllık Çin tarihinde sayısız yetenek var. Bu beyitte bile ilk mısra ile ikinci mısranın yaratılması uzun sürmüyor! Aceleye gerek yok; işin özü anlaşıldığı sürece, onu eşleştirmek zor değil! Sizi iki aptal! İstediğinizi elde ettiğinizi sanan iki aptal!
"Siz iki onurlu kardeşin utanmazlığının gerçekten de enfes bir boyuta ulaştığı söylenebilir." Jun Mo Xie dilini şaklattı. "Bu dahiyi test etmek için bahsettiğim geçmişi kullanmak gerekirse... İkinizin de kıvrak zekası gerçekten etkileyici, ah, bu dahi yardım edemez ama 'ikna oldu' kelimesini yazmak ister ah. Gerçekten ikna oldum ve hayranlık duyuyorum."
Zhan Yu Shu'nun yüzü kıpkırmızı oldu. Kaba ve mantıksız bir tavırla şöyle dedi. "Üçüncü tur: sadece beyit eşleştirme yarışması yapmak istiyoruz! Eğer verdiğimiz beyitin ilk dizesini eşleştirebilirseniz, bu sizin zaferinizdir. Aksi takdirde kaybedersiniz! Bu kadar basit! Dinleyin, size verdiğimiz ilk dize şu: Cennet satranç tahtası, yıldızlar satranç taşları. Kim oynayabilir? Büyük dahi Mo, lütfen buna uygun bir replik bul!"
"Saçmalık! Daha önce de söylemiştim, Hua Wu Cuo bu dizeyi sunduğunda, eşleşen ikinci bir dize bulamadım! Bugün, işleri zorlaştırmak için bunu bilerek kullandınız. Niyetiniz nedir? Ayrıca, bu ilk hattın mülkiyeti ne zamandan beri sizin oldu? Zhan Ailesi daha fazla utanmaz olabilir mi? Hâlâ nüfuzlu bir aile saygınlığınız var mı?!"
Jun Mo Xie kızgınmış gibi davranarak azarladı.
"Neden, büyük dahi Mo korkuyor mu?" Zhan Yu Shu, bu Özgür ve Doğal Fiziğin aniden sakin görünümünü kaybetmesine bakarak, onun mutsuzluğuna gülmekten kendini alamadı. Tanrıya şükür bana iyi bir konu verdin; bu mükemmel ve mutlak çizgiye nasıl çabucak iyi bir eşleşme bulabilirsin? Özellikle de ikinci bir satır bulamadığını kendisi itiraf ettiğinde. İşleri zorlaştırmak için gerçekten en iyi yöntem...
Yoksa sizi şaşırtabilecek başka birini tanımıyorum... Bu sefer kayayı kaldırıp kendi ayağınıza çarpan ve onu tamamen parçalayan sizsiniz, bu tür bir duygu gerçekten çok heyecan verici...
"Bu rekabet yöntemini kabul etmeyi reddediyorum!" Jun Mo Xie sanki son derece üzgünmüş gibi konuştu. "Sebepsiz yere sorun çıkarıyorsun!"
"O halde bu... büyük dahi Mo'nun yenilgiyi kabul etmeye hazır olduğu anlamına mı geliyor?" Zhan Qing Feng ürkütücü bir şekilde sordu.
"Saçmalık! Yenilgiyi nasıl kabul edebilirim? Nasıl kaybedebilirim?!" Jun Mo Xie zayıflığını gizlemek için güçlü gibi davranıyormuş gibi bir ifade takındı. "Sadece düşünmek için zamana ihtiyacım var."
"O zaman yavaş yavaş düşünebilirsin; yeter ki bugün bul! Acelemiz yok. Aksi takdirde, bazı insanlar zorbalık ettiğimizi söyleyebilir! Bol bol vaktiniz var!" Zhan Yu Shu son derece memnun oldu. Bu beyti zaten yıllardır düşünüyordunuz ama bir türlü denk getirememiştiniz; yarım günde nasıl yapabildiniz?
Her iki taraf da sessiz kaldı. Ancak Jun Mo Xie aniden tekrar söze girdi: "Ne yazık ki bunu hâlâ çok adaletsiz buluyorum! Benim için işleri zorlaştırmak için benim konumu kullandınız... Bu çok saçma bir şey!" Jun Mo Xie kaşlarını çattı. "Ayrıca, hiçbir faydası yok, yani kim seninle bahse girecek ki ah! Bu bir bonus!"
"O halde Büyük Dahi Mo'nun ne istediğini sorabilir miyim?" Zhan Yu Shu soğuk bir şekilde kıkırdadı. "Beytin ikinci dizesini bulabildiğiniz sürece herhangi bir istekle gelebilirsiniz! Hiç sorun değil!"
Sadece güçlü bir görüntü vermeye çalışmıyor mu? Belli ki beytin ikinci dizesini bulma konusunda kendini çaresiz hissediyor ve utanmadan kaybettiğini kabul etmeyi reddediyor. Ama utanmazca davranmaktan bahsetmişken, biz bunun uzmanıyız, bu yüzden bu işten sıyrılma şansınız yok. Ne söylerseniz söyleyin karşı koyacağız. Kesinlikle çizgiyi bulamayacağınıza göre, yükselttiğiniz kadar çok talep sözü vermenin ne zararı var!
"İstekleri gerçekten yapabilir miyim? O zaman bu harika! Aslında benim isteklerim de çok basit ve inanıyorum ki her iki kardeşiniz de bunu kolayca yerine getirebilir. Sadece Lin Qing Yin'i nasıl kontrol ettiğinizi, böylesine asil ve erdemli, zarif bir bilgini atınızla yarıştırabildiğinizi bilmek istiyorum. Ya Qi Wan Jie; ona ne gibi faydalar sağladınız? Eğer bir sonraki satırı bulabilirsem, hepsini burada, herkesin önünde dökmenizi istiyorum. Ve gerçeğin tek bir parçasını bile saklamamalısın. Elbette, sözlerinin doğruluğuna dair kanlı bir yemin etmelisin. Yeminin koşulları hakkında düşünme zahmetine girmeye gerek yok; daha önce yaptıklarımızla devam edeceğiz."
Jun Mo Xie kıkırdayarak iki Zhan Kardeşe kabul edemeyecekleri "basit" bir istekte bulundu.
Jun Mo Xie onları bu konuda rahatsız etmek niyetinde değildi!
Bu yolculuktaki amacı sadece Yedi Renkli Kutsal Ağaç'tı. Zhan Ailesi ne kadar hırslı olursa olsun, bunun onunla hiçbir ilgisi yoktu! Zhan Ailesi ne kadar büyük olursa olsun, Tian Fa Ormanı'na sızamazlardı! Zhan Ailesi Puslu Yanılsama Malikânesi'ndeki kitlelerden gerçeği gizlemeyi başarmış olsa da, Jun Mo Xie'nin gözünde bu önemsizdi!
Puslu Yanılsama Malikânesi'ndeki iç karışıklığın onunla hiçbir ilgisi yoktu! Aslında, Puslu Yanılsama Malikânesi'nin dağınık olması daha iyiydi. İşler ne kadar karışırsa, gelip Xuan Xuan Kıtası'ndaki meselelere karışmak için o kadar az zamanınız olur!
Hepiniz ölseniz de sorun değil...
Ancak bu noktaya kadar attığı her adımda, Zhan Ailesi'nin sürekli utanmaz ve zorba tavırları Jun Mo Xie'yi gerçekten kızdırmıştı! Ve gerçek gücünü doğrudan ortaya koyamıyordu. Yapabilse bile, Zhan Ailesi'nin kardeşlerinin şu anki eylemleri sadece kendi istekleriyle yaptıkları eylemlerdi ve tüm Zhan Ailesi'ni bağlamayabilirdi. Yine de her yeri kana bulayacak kadar öfkelenecek kadar değil...
İkinci olarak, Miao Xiao Miao ile empati kurması gerekiyordu. Karşılaşmalarından bu yana, peçe takan bu kadın ona her zaman yardım etmiş, sürekli arkasını kollamıştı. Eğer bugün onun varlığı olmasaydı, bugünkü sözde adalet ve hakkaniyet bile yok olurdu!
Miao Xiao Miao, ne akrabası ne de arkadaşı olan bir kız, böylesine geçici bir değiş tokuşta, tüm bunları onun için yapmak üzere yüzünü herkesin önünde feda etmeye hazırdı. Jun Mo Xie nasıl etkilenmezdi?
Şu anda Puslu Yanılsama Malikânesi'nin yönetimi Miao Ailesi'ndeydi. Eğer Zhan Ailesi'nin hırslı planları varsa, ilk hedefleri Miao Ailesi olurdu. Zhan Ailesi ancak Miao Ailesi'ni devirerek bir adım öne çıkabilirdi!
Jun Mo Xie sadece Miao Xiao Miao'nun tüm yardımlarını kabul ettiğini hissetti. Zhan Ailesi'nin planları konusunda hâlâ soğukkanlıymış gibi davranırsa, bunu kabul edemezdi. Bu onun vicdanı rahat bir şekilde kendi heveslerine göre hareket etme inancına gerçekten ters düşüyordu.
Uygun bir mazereti yoktu ama bu Zhan Yu Shu ona herhangi bir talepte bulunma şansı sunmuştu. Doğal olarak bu fırsatı iyi değerlendirmek zorundaydı. Bu aynı zamanda Genç Usta Jun'un rol yapmasının ve aptal gibi davranmasının ana nedenlerinden biriydi.
Aslında Genç Usta Jun, Zhan Kardeşlerin tüm kirli işlerini açıkça itiraf edeceklerine dair büyük umutlar beslemiyordu. Jun Mo Xie'nin istediği sadece onların "anlaşmasıydı". Bu raundu kazandığı sürece, Zhan Kardeşler tüm gizli ve el altından yürüttükleri yöntemleri açıklasalar da sonuç değişmeyecekti.
Çünkü bugünkü meseleyle birleştiği sürece, Miao Xiao Miao'nun bunu geri getirmesi ve bundan bahsetmesi, Miao Ailesi'nin üst kademelerinin dikkatini kesinlikle Zhan Ailesi'nin üzerine çekecekti! Bu gerçekleştiğinde, Zhan Ailesi'nin eskisi gibi sessizce ve sinsice plan ve entrikalarına devam etmesi zorlaşacaktı...
Hepsi de yaşlı ve saygıdeğer ihtiyarlardı. Hangisi boşuna yaşamıştı ve hangisiyle başa çıkmak kolay olacaktı? Bu yaşlı adamların her biri entrikalar ve komplolar arasında büyümüş ve gelişmişti...
Jun Mo Xie, kendisiyle hiçbir ilgisi yokmuş gibi görünen ama Zhan Ailesi ile Miao Ailesi arasında büyük önem taşıyan bu talebi gündeme getirdi!
Zhan Qing Feng ve Zhan Yu Shu donup kaldı. Bunu neden istemişti? Ne keşfetti? Yoksa bu konudan kaçınmak için kasıtlı olarak işleri zorlaştırıyor mu?
Böyle bir talepte bulunmanın ne önemi var? Tesadüfen eşleşen ikinci bir satır bulmayı başarsanız bile, ikimiz de o iki kişiyi tehdit etmediğimizi veya rüşvet vermediğimizi inkar ettiğimiz sürece, benim hakkımda ne yapabilirsiniz?! Ya da daha doğrusu, içinde tuhaf bir şey mi saklı? Şu anda tek ölümcül nokta kan yemini! Gerçekten tekrar yemin etmemiz mi gerekiyor?!
Bölüm 970: Kim Tam Olarak İstediğini Alıyor
Çevirmen: Atlas Stüdyoları Editör: Atlas Stüdyoları
"Mo Kardeş daha önce, Satranç Azizinin maçları sırasında kendisine bir beytin ilk dizesini sunduğunu söylemişti. Bugün, daha iyi bir konumuz olmadığına göre, neden bu dizeyi ödünç almıyoruz ve Mo Kardeş ile yarışmıyoruz? Eğer Mo Birader o anda uygun bir mısra bulabilirse, bu raund bizim kaybımız olacak! Bu temiz ve çevik olmaz mı?" Zhan Yu Shu şöyle dedi.
"Yu Shu, bu fikrin çok harika." Zhan Qing Feng nazikçe başını salladı. "Bu şekilde yapalım."
Bu iki kardeş birbirlerini yankıladı. Kimse onlara yanıt vermemiş olsa da, kendi küçük eylemlerinde üçüncü konuya karar vermişlerdi!
Miao Xiao Miao, Jun Mo Xie ve orada bulunan tüm izleyiciler çenelerinin düştüğünü hissetti. Bu çok alçakça, değil mi?!
Bu kadar utanmaz olmak için, burası artık bir bölge değil, tam bir etki alanıydı!
Herkes onun bunu başaramayacağını söylüyordu ve bu ilk cümle kişinin kendisinden gelmişti, ama şimdi siz ikiniz bunu onun işini zorlaştırmak için mi kullanıyorsunuz? Bu çok kurnazca, ah!
"Bu nasıl kabul edilebilir!" Miao Xiao Miao'nun yüzü öfkeden kıpkırmızı oldu. "Bu ilk cümle Kardeş Mo'dan geldi. Eğer bunu sizi test etmek için kullanıyorsa, yine de kabul edilebilir. Ama bugün siz bunu onunla rekabet etmek için kullanıyorsunuz... Zhan Yu Shu, hâlâ 'utanmaz' kelimesini nasıl yazacağını biliyor musun?"
"Küçük Kardeş Xiao Miao sözleriniz çok sert. Bu, Satranç Azizinin Kardeş Mo'ya verdiği soru. Biz sadece onun isteklerini yerine getirmeye çalışıyoruz ve Kardeş Mo'nun da kısa sürede bunu başarabileceğini umuyoruz. Bunu bir test olarak kullanmak sadece Kardeş Mo'ya daha büyük bir motivasyon sağlıyor ve Kardeş Mo'nun biz kardeşlerin iyi niyetini anlayabileceğine inanıyorum..." Zhan Qing Feng gülümseyerek şöyle dedi.
"Haha... Bu şekilde, siz iyi bir iş yapmış olmuyor musunuz? Satranç Azizi Hua Wu Cuo ya da Kardeş Mo ikinize de minnettar olmalı mı? Bu çok saçma!" Miao Xiao Miao öfkeyle alay etti.
"Bu gereksiz olurdu. Minnettar olup olmaması umurumuzda değil. Kardeş Mo bir sonraki satırı bulabildiği sürece, Satranç Azizinin dilekleri yerine gelmiş olacak. Bir tur daha kaybedecek olsak bile, bunda yanlış bir şey yok..." Zhan Yu Shu kıkırdayarak utanmazca cevap verdi.
"İkiniz kadar utanmaz olabilen birini görünce gerçekten ufkum genişledi! Gerçekten de, bir insan ne kadar aşağılıksa, o kadar yenilmezdir!" Miao Xiao Miao küçümseyerek şöyle dedi. "Puslu Yanılsama Malikânesi'nin Zhan Ailesi'nin güçlü ünü tüm Puslu Yanılsama Malikânesi'ne yayılacak. Gerçekten kutlanmaya değer."
Zhan Yu Shu tam da bu rekabet yöntemini gündeme getirdiğinde Jun Mo Xie kahkahayı patlattı. F*ck, siz çocuklar çok safsınız! Eşleşen bir dize bulamadığımı söyledim ve siz buna gerçekten inandınız mı?
Beytin bu ilk dizesi ilk bakışta sahte gibi görünmüyor. Ama beş bin yıllık Çin tarihinde sayısız yetenek var. Bu beyitte bile ilk mısra ile ikinci mısranın yaratılması uzun sürmüyor! Aceleye gerek yok; işin özü anlaşıldığı sürece, onu eşleştirmek zor değil! Sizi iki aptal! İstediğinizi elde ettiğinizi sanan iki aptal!
"Siz iki onurlu kardeşin utanmazlığının gerçekten de enfes bir boyuta ulaştığı söylenebilir." Jun Mo Xie dilini şaklattı. "Bu dahiyi test etmek için bahsettiğim geçmişi kullanmak gerekirse... İkinizin de kıvrak zekası gerçekten etkileyici, ah, bu dahi yardım edemez ama 'ikna oldu' kelimesini yazmak ister ah. Gerçekten ikna oldum ve hayranlık duyuyorum."
Zhan Yu Shu'nun yüzü kıpkırmızı oldu. Kaba ve mantıksız bir tavırla şöyle dedi. "Üçüncü tur: sadece beyit eşleştirme yarışması yapmak istiyoruz! Eğer verdiğimiz beyitin ilk dizesini eşleştirebilirseniz, bu sizin zaferinizdir. Aksi takdirde kaybedersiniz! Bu kadar basit! Dinleyin, size verdiğimiz ilk dize şu: Cennet satranç tahtası, yıldızlar satranç taşları. Kim oynayabilir? Büyük dahi Mo, lütfen buna uygun bir replik bul!"
"Saçmalık! Daha önce de söylemiştim, Hua Wu Cuo bu dizeyi sunduğunda, eşleşen ikinci bir dize bulamadım! Bugün, işleri zorlaştırmak için bunu bilerek kullandınız. Niyetiniz nedir? Ayrıca, bu ilk hattın mülkiyeti ne zamandan beri sizin oldu? Zhan Ailesi daha fazla utanmaz olabilir mi? Hâlâ nüfuzlu bir aile saygınlığınız var mı?!"
Jun Mo Xie kızgınmış gibi davranarak azarladı.
"Neden, büyük dahi Mo korkuyor mu?" Zhan Yu Shu, bu Özgür ve Doğal Fiziğin aniden sakin görünümünü kaybetmesine bakarak, onun mutsuzluğuna gülmekten kendini alamadı. Tanrıya şükür bana iyi bir konu verdin; bu mükemmel ve mutlak çizgiye nasıl çabucak iyi bir eşleşme bulabilirsin? Özellikle de ikinci bir satır bulamadığını kendisi itiraf ettiğinde. İşleri zorlaştırmak için gerçekten en iyi yöntem...
Yoksa sizi şaşırtabilecek başka birini tanımıyorum... Bu sefer kayayı kaldırıp kendi ayağınıza çarpan ve onu tamamen parçalayan sizsiniz, bu tür bir duygu gerçekten çok heyecan verici...
"Bu rekabet yöntemini kabul etmeyi reddediyorum!" Jun Mo Xie sanki son derece üzgünmüş gibi konuştu. "Sebepsiz yere sorun çıkarıyorsun!"
"O halde bu... büyük dahi Mo'nun yenilgiyi kabul etmeye hazır olduğu anlamına mı geliyor?" Zhan Qing Feng ürkütücü bir şekilde sordu.
"Saçmalık! Yenilgiyi nasıl kabul edebilirim? Nasıl kaybedebilirim?!" Jun Mo Xie zayıflığını gizlemek için güçlü gibi davranıyormuş gibi bir ifade takındı. "Sadece düşünmek için zamana ihtiyacım var."
"O zaman yavaş yavaş düşünebilirsin; yeter ki bugün bul! Acelemiz yok. Aksi takdirde, bazı insanlar zorbalık ettiğimizi söyleyebilir! Bol bol vaktiniz var!" Zhan Yu Shu son derece memnun oldu. Bu beyti zaten yıllardır düşünüyordunuz ama bir türlü denk getirememiştiniz; yarım günde nasıl yapabildiniz?
Her iki taraf da sessiz kaldı. Ancak Jun Mo Xie aniden tekrar söze girdi: "Ne yazık ki bunu hâlâ çok adaletsiz buluyorum! Benim için işleri zorlaştırmak için benim konumu kullandınız... Bu çok saçma bir şey!" Jun Mo Xie kaşlarını çattı. "Ayrıca, hiçbir faydası yok, yani kim seninle bahse girecek ki ah! Bu bir bonus!"
"O halde Büyük Dahi Mo'nun ne istediğini sorabilir miyim?" Zhan Yu Shu soğuk bir şekilde kıkırdadı. "Beytin ikinci dizesini bulabildiğiniz sürece herhangi bir istekle gelebilirsiniz! Hiç sorun değil!"
Sadece güçlü bir görüntü vermeye çalışmıyor mu? Belli ki beytin ikinci dizesini bulma konusunda kendini çaresiz hissediyor ve utanmadan kaybettiğini kabul etmeyi reddediyor. Ama utanmazca davranmaktan bahsetmişken, biz bunun uzmanıyız, bu yüzden bu işten sıyrılma şansınız yok. Ne söylerseniz söyleyin karşı koyacağız. Kesinlikle çizgiyi bulamayacağınıza göre, yükselttiğiniz kadar çok talep sözü vermenin ne zararı var!
"İstekleri gerçekten yapabilir miyim? O zaman bu harika! Aslında benim isteklerim de çok basit ve inanıyorum ki her iki kardeşiniz de bunu kolayca yerine getirebilir. Sadece Lin Qing Yin'i nasıl kontrol ettiğinizi, böylesine asil ve erdemli, zarif bir bilgini atınızla yarıştırabildiğinizi bilmek istiyorum. Ya Qi Wan Jie; ona ne gibi faydalar sağladınız? Eğer bir sonraki satırı bulabilirsem, hepsini burada, herkesin önünde dökmenizi istiyorum. Ve gerçeğin tek bir parçasını bile saklamamalısın. Elbette, sözlerinin doğruluğuna dair kanlı bir yemin etmelisin. Yeminin koşulları hakkında düşünme zahmetine girmeye gerek yok; daha önce yaptıklarımızla devam edeceğiz."
Jun Mo Xie kıkırdayarak iki Zhan Kardeşe kabul edemeyecekleri "basit" bir istekte bulundu.
Jun Mo Xie onları bu konuda rahatsız etmek niyetinde değildi!
Bu yolculuktaki amacı sadece Yedi Renkli Kutsal Ağaç'tı. Zhan Ailesi ne kadar hırslı olursa olsun, bunun onunla hiçbir ilgisi yoktu! Zhan Ailesi ne kadar büyük olursa olsun, Tian Fa Ormanı'na sızamazlardı! Zhan Ailesi Puslu Yanılsama Malikânesi'ndeki kitlelerden gerçeği gizlemeyi başarmış olsa da, Jun Mo Xie'nin gözünde bu önemsizdi!
Puslu Yanılsama Malikânesi'ndeki iç karışıklığın onunla hiçbir ilgisi yoktu! Aslında, Puslu Yanılsama Malikânesi'nin dağınık olması daha iyiydi. İşler ne kadar karışırsa, gelip Xuan Xuan Kıtası'ndaki meselelere karışmak için o kadar az zamanınız olur!
Hepiniz ölseniz de sorun değil...
Ancak bu noktaya kadar attığı her adımda, Zhan Ailesi'nin sürekli utanmaz ve zorba tavırları Jun Mo Xie'yi gerçekten kızdırmıştı! Ve gerçek gücünü doğrudan ortaya koyamıyordu. Yapabilse bile, Zhan Ailesi'nin kardeşlerinin şu anki eylemleri sadece kendi istekleriyle yaptıkları eylemlerdi ve tüm Zhan Ailesi'ni bağlamayabilirdi. Yine de her yeri kana bulayacak kadar öfkelenecek kadar değil...
İkinci olarak, Miao Xiao Miao ile empati kurması gerekiyordu. Karşılaşmalarından bu yana, peçe takan bu kadın ona her zaman yardım etmiş, sürekli arkasını kollamıştı. Eğer bugün onun varlığı olmasaydı, bugünkü sözde adalet ve hakkaniyet bile yok olurdu!
Miao Xiao Miao, ne akrabası ne de arkadaşı olan bir kız, böylesine geçici bir değiş tokuşta, tüm bunları onun için yapmak üzere yüzünü herkesin önünde feda etmeye hazırdı. Jun Mo Xie nasıl etkilenmezdi?
Şu anda Puslu Yanılsama Malikânesi'nin yönetimi Miao Ailesi'ndeydi. Eğer Zhan Ailesi'nin hırslı planları varsa, ilk hedefleri Miao Ailesi olurdu. Zhan Ailesi ancak Miao Ailesi'ni devirerek bir adım öne çıkabilirdi!
Jun Mo Xie sadece Miao Xiao Miao'nun tüm yardımlarını kabul ettiğini hissetti. Zhan Ailesi'nin planları konusunda hâlâ soğukkanlıymış gibi davranırsa, bunu kabul edemezdi. Bu onun vicdanı rahat bir şekilde kendi heveslerine göre hareket etme inancına gerçekten ters düşüyordu.
Uygun bir mazereti yoktu ama bu Zhan Yu Shu ona herhangi bir talepte bulunma şansı sunmuştu. Doğal olarak bu fırsatı iyi değerlendirmek zorundaydı. Bu aynı zamanda Genç Usta Jun'un rol yapmasının ve aptal gibi davranmasının ana nedenlerinden biriydi.
Aslında Genç Usta Jun, Zhan Kardeşlerin tüm kirli işlerini açıkça itiraf edeceklerine dair büyük umutlar beslemiyordu. Jun Mo Xie'nin istediği sadece onların "anlaşmasıydı". Bu raundu kazandığı sürece, Zhan Kardeşler tüm gizli ve el altından yürüttükleri yöntemleri açıklasalar da sonuç değişmeyecekti.
Çünkü bugünkü meseleyle birleştiği sürece, Miao Xiao Miao'nun bunu geri getirmesi ve bundan bahsetmesi, Miao Ailesi'nin üst kademelerinin dikkatini kesinlikle Zhan Ailesi'nin üzerine çekecekti! Bu gerçekleştiğinde, Zhan Ailesi'nin eskisi gibi sessizce ve sinsice plan ve entrikalarına devam etmesi zorlaşacaktı...
Hepsi de yaşlı ve saygıdeğer ihtiyarlardı. Hangisi boşuna yaşamıştı ve hangisiyle başa çıkmak kolay olacaktı? Bu yaşlı adamların her biri entrikalar ve komplolar arasında büyümüş ve gelişmişti...
Jun Mo Xie, kendisiyle hiçbir ilgisi yokmuş gibi görünen ama Zhan Ailesi ile Miao Ailesi arasında büyük önem taşıyan bu talebi gündeme getirdi!
Zhan Qing Feng ve Zhan Yu Shu donup kaldı. Bunu neden istemişti? Ne keşfetti? Yoksa bu konudan kaçınmak için kasıtlı olarak işleri zorlaştırıyor mu?
Böyle bir talepte bulunmanın ne önemi var? Tesadüfen eşleşen ikinci bir satır bulmayı başarsanız bile, ikimiz de o iki kişiyi tehdit etmediğimizi veya rüşvet vermediğimizi inkar ettiğimiz sürece, benim hakkımda ne yapabilirsiniz?! Ya da daha doğrusu, içinde tuhaf bir şey mi saklı? Şu anda tek ölümcül nokta kan yemini! Gerçekten tekrar yemin etmemiz mi gerekiyor?!
